14 Ekim 2008 Salı

Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya, “Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” iddiasıyla AK Parti’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı. Başsavcı, Gül’ü de aralarına alarak AK Parti’den 71 kişinin siyasetten yasaklanmasını istedi.

ANKARA - Başsavcı’nın Anayasa Mahkemesi’ne kapatma davası açtığı haberi, şok etkisi yarattı. AK Parti’nin laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiğini iddia eden Başsavcı, 71 kişinin siyasetten yasaklanmasını istedi; eski başbakan ve parti yöneticisi olması nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü siyasi yasak istediği listeye dahil etti.


Haberin devamı

Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan başlayarak, AK Partililer’in türban, imam hatip liseleri, laiklik ve cumhuriyetle ilişkili açıklamalarını bir süredir mercek altına alan Başsavcı, dava gerekçesini Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’na dayandırdı.

DANIŞTAY SALDIRISI DA İDDİANAMEDE
İddianamede AK Parti’nin laiklik karşıtı fiillerin odağı haline geldiği iddiası ile kapatılan Refah ve Fazilet partileri ile bağını koparmadığı, AK Partinin nihai hedefinin şeriat düzeni olduğu vurgulandı.

İddianamede, “AKP’nin eğilimi siyasal İslamdır. Siyasal islam’ın temel düsturu şeriattır. AKP, şeriatı amaç edindiği için kaynağını şeriattan alan takiyyeyi kullanıyor” denildi.

İddianamade, son olarak türbanın serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliği ile anayasanın laiklik ilkesinin ortadan kaldırılmak istendiği savunuluyor.

İddianamede, İstanbul Haseki ve Vakıf Gureba hastanelerinde türbanlı doktorların çalışması, bazı bölgelerde içkili yerler için ‘kırmızı sokak’ uygulaması, İstanbul’da bazı afişlerin sansürlenmesi yer alıyor.

İddianamede, kapatma talebine gösterilen deliller arasında en ilginç olanı ise Danıştay saldırısı. Başsavcı, Danıştay’ın “öğretmenin türbanla okula giremeyeceği” yönündeki kararı üzerine, Danıştay’a gerçekleştirilen kanlı saldırıyı da iddianameye koydu.

Ayrıca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bazı sözleri laiklik karşıtı eylemlerin odağı olarak gösterildi. Erdoğan’ın “Türban konusunda söz söyleme hakkı yargının değil ulemanındır” açıklamasına dikkat çekilerek, partinin şeriat amacı doğrultusunda dini hükümleri referans olarak gösterdiği savunuluyor.

Başbakan Erdoğan’ın İspanya’da yaptığı “Velev ki siyasi simge, suç mu?” şeklindeki demeci de dosyada yer aldı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bakan olduğu dönemde Nur cemaatinin liderlerinden Fethullah Gülen ve Milli Görüş’ü desteklediğinin altı çiziliyor.

Siyaset yasağı istenenler arasında Eyüp, Beyoğlu ve Kocaeli dahil 11 belediye başkanı da bulunuyor. Bu belediyelerin çıkardığı bazı yayınlara da dikkat çekiliyor. İddianamede, devlet kadrolarının, parti yandaşı, siyasal İslami düşünceye sahip kişilerle doldurulduğu savunuluyor.

İddianamede, ayrıca Başbakan Erdoğan’ın Danışmanı ve İstanbul Milletvekili Egemen Bağış’ın “Türban, kamusal alan ve üniversitelerin dışında Meclis’te de geçerli olmalıdır” sözleri ile Cüneyt Zapsu’nun “Türbanını çıkar demek, sokaktaki bir kadına donunu çıkar demekten farksızdır” açıklamasına yer verildi.

ŞİMDİ NE OLACAK?
Siyasi Partiler Yasası’nda yapılan değişiklikle parti kapatmak zorlaştırılmıştı. Parti kapatmak için, ancak cumhuriyet karşıtı eylemlerin odağı haline gelmesi gerekiyor.

Başsavcı Yalçınkaya, akşam saatlerinde iddianameyi Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na gönderdi. İddianamede, AK Parti’nin “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” savunuluyor.

Anayasa Mahkemesi, iddianameyle ilgili ön incelemeyi yapacak, herhangi bir eksiklik tespit edilmez ve iddianamenin kabulüne karar verilirse ön savunmasını yapması için iddianame AK Parti’ye gönderilecek. AK Parti yasal olarak 1 ay içinde ön savunmasını verecek.

Ek süre talebinde bulunulursa bunu da Anayasa Mahkemesi değerlendirecek. Ön savunmanın Anayasa Mahkemesine verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü bildirecek.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki görüşü AK Parti’ye gönderilecek. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya sözlü açıklama, AK Parti yetkilileri de sözlü savunma yapacaklar.

Bütün bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı AK Parti ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.

Raporun, Anayasa Mahkemesinin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bir toplantı günü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacaklar.

AK Parti hakkındaki kapatma davasını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması halinde 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak.

Anayasa’ya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesinin 11 asıl üyesinin en az 7’sinin oyu gerekecek.

Hiç yorum yok: